[b]1. İsa Peygamber mi? Tanrı mı? İncil Hristiyanlara göre değişti mi?[/b]
Öncelikle İncil, gökten inmiş kutsal bir kitap değildir, Kutsal Ruh'un denetiminde yazılmış bir bildiridir. Hristiyanlık inancına göre İsa Mesih, tam bir peygamber değil, peygamberliği de olan, Tanrı'dan gelen ve yüzyıllarca beklenilen, "kurtarıcı" olan Mesih'tir. Çünkü, peygamberler insan olarak Tanrı'nın sözünü kısmen aktarabilirler. İsa Mesih ise, İncil'de sıkça bahsedildiği üzere, Tanrı'nın sözünün insan bedenine bürünmüş halidir. Onun amacı, Hristiyanlık adında bir din veya Hristiyan dünyası adında bir dünyasal egemenlik kurmak değil, aksine insanı gittiği yoldan, dinsel tutuculuklardan, egemenlik hırsından, bencillikten kurtararak sonsuz ve huzr dolu bir yaşama getirmektir.
Sözcük anlamı "Müjde" olan İncil'in gökten inmiş bir kitap olmadığını belirtmiştik. Bir bakıma Tanrı'nın sözünü bedeninde taşıyan İsa Mesih, indirilmiş bir kitaptır. Yaşayan, canlı ve dipdiri bir kitap. Etrafındakiler onun sözlerini ve yaşamını bir gazete muhabirinin bir olayı okurlarına aktarması gibi kağıda dökmüşler ve yüzyıllarca açıklanacak bir bildiri haline getirerek İncil'i oluşturmuşlardır. İncil 27 bölümden meydana gelir. İsa Mesih'in yaşamını, yani asıl "Müjde"yi oluşturan kısımda dört ana bölüm ve dört yazar vardır. Bunlar Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'dır.
Kısaca özetlersek İsa'nın peygamberliği de içine alan Tanrı Sözü, İncil'in de İsa'nın kendisi olduğunu söyleyebiliriz.
"Tanrı eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez çeşitli yollardn atalarımıza seslendi. Bu son çağda da her şeye mirasçı kıldığı ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi oğluyla bize seslenmiştir. Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, onun varlığının öz görünümüdür. Güçlü sözüyle herşeyi devam ettirir. Günahlardan arınmayı sağladıktan sonra, yüceler de ulu Tanrı'nın sağında oturdu." (İncil: İbrniler 1:1-3).
"Söz, insan olup aramızda yaşadı. Onun yüceliğini Baba'dan gelen lütuf ve gerçekle dolu biricik oğulun yüceliğini gördük." (İncil: Yuhanna, 1:14).
Eski zamanlardaki peygamberlerin görevini Mesih'in görevi ile karşılaştırırsak şu farkları görmekteyiz;
[b]Peygamberler ancak Tanrı'nın isteğini açıklar.[/b]
[b]İsa Mesih ise, Tanrı'nın özünü ve kişiliğini açıkladı.[/b]
[b]Peygamberler uzak bir Tanrı'yı gösterirler.[/b]
[b]İsa Mesih ise Tanrı'nın bize acıyıp bizim seviyemize indiğini söyledi.[/b]
[b]Peygamberler bize yaşama (cennete) götüren yolu gösterirler.[/b]
[b]İsa Mesih ise yaşama (cennete) götüren yolun kendisidir.[/b]
[b]Peygamberler bizim gibi zayıf insanlar olarak görev yaptılar.[/b]
[b]İsa Mesih ise Tanrı'nın Sözü, Ruhu ve Mesihi olarak dünyaya geldi.[/b]
[b]Peygamberler bize günahlarımızı gösterirler. Ama bizi bundan kurtarma gücünden yoksundurlar.[/b]
[b]İsa Mesih ise günahın çirkinliğini tüm açıklığıyla anlatır ve kendini kurban olarak sunarak insanlığı günahtan kurtardı.
2. İsa'nın Doğumu[/b]
Birçok kişi İsa'nın kimliğine ilişkin az da olsa bir bilgiye sahiptir. En azından onun babasız olarak Meryem'den dünyaya geldiğini duymuştur. Tanrı, kendi sözünü babasız olarak bir kadından gelen bedene yerleştirdi ve böylece Eski Anlaşma'da (tevrat) verdiği, "Kadının soyundan gelenin Şeytan'ın başını ezeceği" sözünü yerine getirdi. M.Ö. 700 yıllarında Yeşaya Peygamber "İmmanuel" ünvanına sahip bir kurtarıcının doğacağını bildirmişti. Bu isim bile bu kurtarıcının niteliğini açıklamaktadır. Çünkü İmmanuel, "Tanrı Bizimledir" demektir.
Yeniden İsa'nın doğumuna dönelim. Hristiyanlığa göre insanlığı seven Tanrı ile insanların arasında günah sorunundan kaynaklanan oldukça kalın bir duvar örülmüştü. Her durumda ve her insanlara yaklaşmada önceliği olan Tanrı bu duvarı yıkmak, kökünden söküp atmak amacıyla gelip insanlarla kendisi konuşmak istedi ve bu bedeni sunarak kurtuluş önerdi.
Cebrail Meryem'den bir oğul doğacağını şöyle bildirmiştir; "Kutsal Ruh senin üzerine gelecek ve en yüce olanın gücü, senin üstünde gölge salacak. Bunun için doğacak olana, Kutsal, Tanrı Oğlu denecek."
Bir yerde İsa insanlık için ikinci Adem'dir. Yani ikinci bir insanlığın başlatıcısı ve ilk örneği. Kutsal Kitap'a göre dünyaya ölümü getiren bir kişiye karşılık, dünyadan ölümü kaldıran bir kişi. Ölüm, günahın ücreti olarak verilmişti. Yani ölümü getiren kişi günahkardı. Ölümü kaldıran ise ancak günahsızlığı ile b işin üstesinden gelebilirdi. İsa Mesih tam anlamıyla günahsız ve kusursuzdu. Gelmiş geçmiş peygamberlerin günahlarının bir zerresi dahi onda olsa idi başkalarının günahlarını yüklenmesi düşünülemezdi bile. Öyle ki, insanların günahlarının bağışlanması için haklı, ama kendisinin hak etmediği ölümüyle Şeytan'ın gücünü yok etti. Dirilişiyle de yepyeni ve sonsuza değin yaşayacak ikinci bir insanlığın doğmasını sağladı. Bu yüzden Yahya peygamber İsa için şu ilginç deyimi kullandı; "İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı kuzusu!" (İncil: Yuhanna 1:29).
İsa Tanrı'ya bir hayvan kurban etmedi. Buna gerek yoktu, çünkü İsa'nın kendisi Tanrı'nın insan için sunduğu bir kurbandı. İsa'nın tam Yahudiler'in Kurban Bayramı (Fısıh Bayramı) gününde çarmıha gerilmesi rastlantı değildir. İsa Kurban Bayramı'nın bin yılı aşkın zamandan beri kendisini simgelediğini vurgulamak için Tanrı'nın seçip hazırladığı günde çarmıha gerilmiştir.
"Hiç kimsede insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur." (İncil: Yuhanna 15:13)
[b]3. İsa'nın Çarmıhtaki Ölümü[/b]
İsa yeryüzünde kendinden önceki peygamberlerin çok üstünde, insanlık için çok şaşırtıcı mucizeler gerçekleştirdi. Körleri, felçlileri, cinlileri iyileştiriyor, ölüleri diriltiyordu. Peki İsa Tanrı ise neden bu denli ızdırap çekti ve aşağılayıcı bir şekilde öldü? İsa'nın doğumundan çok daha önce Yeşaya peygamber bunu şu şekilde açıklar; "Bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza ona verildi." diyerek, suçsuz yere elem çekecek bir kurtarıcının geleceğinden bahsetmişti. Ama kuşkusuz böyle bir sözü anlamakta Yeşaya'nın zamanındaki insanlar da İsa'nın yanındakiler de zorluk çekmişlerdir.
"Tanrı Mesih'i kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi." (İncil: Romalılar 3:25).
"Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkarken, Mesih bizim için öldü." (İncil: Romalılar 5:[img]https://www.vendettarpg.com/forum/Smileys/facebook/cool.gif[/img].
[b]4. İsa'nın Ölümden Dirilişi[/b]
İsa çarmıhta 6 saat işkence ve eziyet çektikten sonra, Davut'un 22. Mezmur'undaki "Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?" sözlerini söyleyerek öldü. Bezlere sarılarak taşın içine oyulmuş yeni bir mezara kondu. Öğrencileri din önderlerinin saldırılarından korktukları için saklandılar. Yaşamlarının üç yılını adadıkları, halkın kurtarıcısı sandıkları İsa, halk önderlerinin korkunç saldırılarına uğrayarak Romalılar'ın en aşağılayıcı ölüm şekli olan çarmıhta ölüme mahkum edilmişti. Büyük bir hayal kırıklığı içindeydiler. Sonsuz bir umutla başladıkları "ilahi görev"leri akıl almayacak kadar acı ve utanç dolu bir biçimde sona ermişti. Artık İsa, idam edilmiş bir isyancı olarak hatırlanacaktı. Yahudiler ise çarmıhta ölerek lnete uğrayan birisini reddetmekte kendilerini haklı sayacaklardı. Suçsuz ve kutsal bir kişinin fidye olarak ölmesi gerektiğini, İbrahim, Musa, Davut, Yeşaya ve diğer birçok peygamberin neden önceden bildirdiğini düşünmediler.
Mesih ölümünden üç gün sonra dirildikten sonra öğrencilerinin yanına ulaşmıştır. Olayın şokunu yaşayan ve inanmakta güçlük çeken öğrencilerine, özellikle Tomas'a şöyle der; "Ellerime, ayaklarıma bakın. İşte benim! Dokunun da görün. Hayaletin eti kemiği olmaz, ama görüyorsunuz, benim var." Sonra da çivi delikleri taşıyan ellerini ve ayaklarını gösterdi. Öğrencileriyle yemek yedi. Dünyada 40 gün boyunca dünyada yaşayıp sayısız insana görünmüş ve iyilikler yapmıştır.
İlgili video: [url]https://www.youtube.com/watch?v=kP3753Pc8-w[/url]
[b]5. İsa'nın Göğe Alınışı[/b]
Ölümden dirilişi ile İsa'nın yeryüzündeki görevi sona ermiş oldu. Gökten inmiş olan Mesih, yüceliğini bırakarak bir hizmetçi seviyesine inan Kral, artık sonsuzluk sarayına, kendi göksel sarayına dönecekti. Bu dönüşünün öğrencilerin yanında olması onu Rab olarak tanıttı. Peki ya İsa Mesih göğe gittiğinde insanları yalnız ve yardımsız mı bıraktı? Tabii ki hayır. Vaat ettiği gibi gidişinin hemen ardından, Tanrı'nın üçüncü özelliği olan ve İsa'nın yeniden gelişine kadar sürekli çalışacak Kutsal Ruh'unu gönderdi. Kim İsa Mesih'i kurtarıcı ve Rab olarak kabul ederse ve günahlarından tövbe ederse, Ruh onda işlemeye hazırdır.
İlgili video: [url]https://www.youtube.com/watch?v=vtvKWVLrcng[/url]
[b]6. İsa'nın İkinci Gelişi[/b]
Dünyanın sonunun geldiği gün, İsa görkemli bir şekilde dünyaya yeniden gelecek, onun kimliğini anlamayanlar kendi gözleriyle görerek anlayacaklardır. Bu günde ölü ve diri olan herkes İsa tarafından yargılanacaktır. Onun bu kurtarışını şimdiden görüp kendilerini ona adamış olanlar için o gün, umutların tam anlamıyla tatmin olduğu an olacaktır. Bu kişiler sonsuz yaşamla mükafatlandıracaktır. Onu kabul etmemiş olanlar içinse ellerindeki fırsatları değerlendiremediklerini farkedecekleri acı bir an olacaktır. Bu kişiler sonsuz ölümle yargılanacaktır.
1. İsa Peygamber mi? Tanrı mı? İncil Hristiyanlara göre değişti mi?Öncelikle İncil, gökten inmiş kutsal bir kitap değildir, Kutsal Ruh'un denetiminde yazılmış bir bildiridir. Hristiyanlık inancına göre İsa Mesih, tam bir peygamber değil, peygamberliği de olan, Tanrı'dan gelen ve yüzyıllarca beklenilen, "kurtarıcı" olan Mesih'tir. Çünkü, peygamberler insan olarak Tanrı'nın sözünü kısmen aktarabilirler. İsa Mesih ise, İncil'de sıkça bahsedildiği üzere, Tanrı'nın sözünün insan bedenine bürünmüş halidir. Onun amacı, Hristiyanlık adında bir din veya Hristiyan dünyası adında bir dünyasal egemenlik kurmak değil, aksine insanı gittiği yoldan, dinsel tutuculuklardan, egemenlik hırsından, bencillikten kurtararak sonsuz ve huzr dolu bir yaşama getirmektir.
Sözcük anlamı "Müjde" olan İncil'in gökten inmiş bir kitap olmadığını belirtmiştik. Bir bakıma Tanrı'nın sözünü bedeninde taşıyan İsa Mesih, indirilmiş bir kitaptır. Yaşayan, canlı ve dipdiri bir kitap. Etrafındakiler onun sözlerini ve yaşamını bir gazete muhabirinin bir olayı okurlarına aktarması gibi kağıda dökmüşler ve yüzyıllarca açıklanacak bir bildiri haline getirerek İncil'i oluşturmuşlardır. İncil 27 bölümden meydana gelir. İsa Mesih'in yaşamını, yani asıl "Müjde"yi oluşturan kısımda dört ana bölüm ve dört yazar vardır. Bunlar Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'dır.
Kısaca özetlersek İsa'nın peygamberliği de içine alan Tanrı Sözü, İncil'in de İsa'nın kendisi olduğunu söyleyebiliriz.
"Tanrı eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez çeşitli yollardn atalarımıza seslendi. Bu son çağda da her şeye mirasçı kıldığı ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi oğluyla bize seslenmiştir. Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, onun varlığının öz görünümüdür. Güçlü sözüyle herşeyi devam ettirir. Günahlardan arınmayı sağladıktan sonra, yüceler de ulu Tanrı'nın sağında oturdu." (İncil: İbrniler 1:1-3).
"Söz, insan olup aramızda yaşadı. Onun yüceliğini Baba'dan gelen lütuf ve gerçekle dolu biricik oğulun yüceliğini gördük." (İncil: Yuhanna, 1:14).
Eski zamanlardaki peygamberlerin görevini Mesih'in görevi ile karşılaştırırsak şu farkları görmekteyiz;
Peygamberler ancak Tanrı'nın isteğini açıklar. İsa Mesih ise, Tanrı'nın özünü ve kişiliğini açıkladı. Peygamberler uzak bir Tanrı'yı gösterirler. İsa Mesih ise Tanrı'nın bize acıyıp bizim seviyemize indiğini söyledi. Peygamberler bize yaşama (cennete) götüren yolu gösterirler. İsa Mesih ise yaşama (cennete) götüren yolun kendisidir. Peygamberler bizim gibi zayıf insanlar olarak görev yaptılar. İsa Mesih ise Tanrı'nın Sözü, Ruhu ve Mesihi olarak dünyaya geldi. Peygamberler bize günahlarımızı gösterirler. Ama bizi bundan kurtarma gücünden yoksundurlar. İsa Mesih ise günahın çirkinliğini tüm açıklığıyla anlatır ve kendini kurban olarak sunarak insanlığı günahtan kurtardı.
2. İsa'nın DoğumuBirçok kişi İsa'nın kimliğine ilişkin az da olsa bir bilgiye sahiptir. En azından onun babasız olarak Meryem'den dünyaya geldiğini duymuştur. Tanrı, kendi sözünü babasız olarak bir kadından gelen bedene yerleştirdi ve böylece Eski Anlaşma'da (tevrat) verdiği, "Kadının soyundan gelenin Şeytan'ın başını ezeceği" sözünü yerine getirdi. M.Ö. 700 yıllarında Yeşaya Peygamber "İmmanuel" ünvanına sahip bir kurtarıcının doğacağını bildirmişti. Bu isim bile bu kurtarıcının niteliğini açıklamaktadır. Çünkü İmmanuel, "Tanrı Bizimledir" demektir.
Yeniden İsa'nın doğumuna dönelim. Hristiyanlığa göre insanlığı seven Tanrı ile insanların arasında günah sorunundan kaynaklanan oldukça kalın bir duvar örülmüştü. Her durumda ve her insanlara yaklaşmada önceliği olan Tanrı bu duvarı yıkmak, kökünden söküp atmak amacıyla gelip insanlarla kendisi konuşmak istedi ve bu bedeni sunarak kurtuluş önerdi.
Cebrail Meryem'den bir oğul doğacağını şöyle bildirmiştir; "Kutsal Ruh senin üzerine gelecek ve en yüce olanın gücü, senin üstünde gölge salacak. Bunun için doğacak olana, Kutsal, Tanrı Oğlu denecek."
Bir yerde İsa insanlık için ikinci Adem'dir. Yani ikinci bir insanlığın başlatıcısı ve ilk örneği. Kutsal Kitap'a göre dünyaya ölümü getiren bir kişiye karşılık, dünyadan ölümü kaldıran bir kişi. Ölüm, günahın ücreti olarak verilmişti. Yani ölümü getiren kişi günahkardı. Ölümü kaldıran ise ancak günahsızlığı ile b işin üstesinden gelebilirdi. İsa Mesih tam anlamıyla günahsız ve kusursuzdu. Gelmiş geçmiş peygamberlerin günahlarının bir zerresi dahi onda olsa idi başkalarının günahlarını yüklenmesi düşünülemezdi bile. Öyle ki, insanların günahlarının bağışlanması için haklı, ama kendisinin hak etmediği ölümüyle Şeytan'ın gücünü yok etti. Dirilişiyle de yepyeni ve sonsuza değin yaşayacak ikinci bir insanlığın doğmasını sağladı. Bu yüzden Yahya peygamber İsa için şu ilginç deyimi kullandı; "İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı kuzusu!" (İncil: Yuhanna 1:29).
İsa Tanrı'ya bir hayvan kurban etmedi. Buna gerek yoktu, çünkü İsa'nın kendisi Tanrı'nın insan için sunduğu bir kurbandı. İsa'nın tam Yahudiler'in Kurban Bayramı (Fısıh Bayramı) gününde çarmıha gerilmesi rastlantı değildir. İsa Kurban Bayramı'nın bin yılı aşkın zamandan beri kendisini simgelediğini vurgulamak için Tanrı'nın seçip hazırladığı günde çarmıha gerilmiştir.
"Hiç kimsede insanın, dostları uğruna canını vermesinden daha büyük bir sevgi yoktur." (İncil: Yuhanna 15:13)
3. İsa'nın Çarmıhtaki Ölümüİsa yeryüzünde kendinden önceki peygamberlerin çok üstünde, insanlık için çok şaşırtıcı mucizeler gerçekleştirdi. Körleri, felçlileri, cinlileri iyileştiriyor, ölüleri diriltiyordu. Peki İsa Tanrı ise neden bu denli ızdırap çekti ve aşağılayıcı bir şekilde öldü? İsa'nın doğumundan çok daha önce Yeşaya peygamber bunu şu şekilde açıklar; "Bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi, bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza ona verildi." diyerek, suçsuz yere elem çekecek bir kurtarıcının geleceğinden bahsetmişti. Ama kuşkusuz böyle bir sözü anlamakta Yeşaya'nın zamanındaki insanlar da İsa'nın yanındakiler de zorluk çekmişlerdir.
"Tanrı Mesih'i kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi." (İncil: Romalılar 3:25).
"Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkarken, Mesih bizim için öldü." (İncil: Romalılar 5:

.
4. İsa'nın Ölümden Dirilişiİsa çarmıhta 6 saat işkence ve eziyet çektikten sonra, Davut'un 22. Mezmur'undaki "Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?" sözlerini söyleyerek öldü. Bezlere sarılarak taşın içine oyulmuş yeni bir mezara kondu. Öğrencileri din önderlerinin saldırılarından korktukları için saklandılar. Yaşamlarının üç yılını adadıkları, halkın kurtarıcısı sandıkları İsa, halk önderlerinin korkunç saldırılarına uğrayarak Romalılar'ın en aşağılayıcı ölüm şekli olan çarmıhta ölüme mahkum edilmişti. Büyük bir hayal kırıklığı içindeydiler. Sonsuz bir umutla başladıkları "ilahi görev"leri akıl almayacak kadar acı ve utanç dolu bir biçimde sona ermişti. Artık İsa, idam edilmiş bir isyancı olarak hatırlanacaktı. Yahudiler ise çarmıhta ölerek lnete uğrayan birisini reddetmekte kendilerini haklı sayacaklardı. Suçsuz ve kutsal bir kişinin fidye olarak ölmesi gerektiğini, İbrahim, Musa, Davut, Yeşaya ve diğer birçok peygamberin neden önceden bildirdiğini düşünmediler.
Mesih ölümünden üç gün sonra dirildikten sonra öğrencilerinin yanına ulaşmıştır. Olayın şokunu yaşayan ve inanmakta güçlük çeken öğrencilerine, özellikle Tomas'a şöyle der; "Ellerime, ayaklarıma bakın. İşte benim! Dokunun da görün. Hayaletin eti kemiği olmaz, ama görüyorsunuz, benim var." Sonra da çivi delikleri taşıyan ellerini ve ayaklarını gösterdi. Öğrencileriyle yemek yedi. Dünyada 40 gün boyunca dünyada yaşayıp sayısız insana görünmüş ve iyilikler yapmıştır.
İlgili video:
https://www.youtube.com/watch?v=kP3753Pc8-w5. İsa'nın Göğe AlınışıÖlümden dirilişi ile İsa'nın yeryüzündeki görevi sona ermiş oldu. Gökten inmiş olan Mesih, yüceliğini bırakarak bir hizmetçi seviyesine inan Kral, artık sonsuzluk sarayına, kendi göksel sarayına dönecekti. Bu dönüşünün öğrencilerin yanında olması onu Rab olarak tanıttı. Peki ya İsa Mesih göğe gittiğinde insanları yalnız ve yardımsız mı bıraktı? Tabii ki hayır. Vaat ettiği gibi gidişinin hemen ardından, Tanrı'nın üçüncü özelliği olan ve İsa'nın yeniden gelişine kadar sürekli çalışacak Kutsal Ruh'unu gönderdi. Kim İsa Mesih'i kurtarıcı ve Rab olarak kabul ederse ve günahlarından tövbe ederse, Ruh onda işlemeye hazırdır.
İlgili video:
https://www.youtube.com/watch?v=vtvKWVLrcng6. İsa'nın İkinci GelişiDünyanın sonunun geldiği gün, İsa görkemli bir şekilde dünyaya yeniden gelecek, onun kimliğini anlamayanlar kendi gözleriyle görerek anlayacaklardır. Bu günde ölü ve diri olan herkes İsa tarafından yargılanacaktır. Onun bu kurtarışını şimdiden görüp kendilerini ona adamış olanlar için o gün, umutların tam anlamıyla tatmin olduğu an olacaktır. Bu kişiler sonsuz yaşamla mükafatlandıracaktır. Onu kabul etmemiş olanlar içinse ellerindeki fırsatları değerlendiremediklerini farkedecekleri acı bir an olacaktır. Bu kişiler sonsuz ölümle yargılanacaktır.